'' Tutunuyor Muyuz ? ''

    '' Çünkü, artık olduğum gibi kalmaya dayanamıyorum...'' dedi, Selim.
Bilemezdi Günseli,hikayenin sonunda ne olacağını.Ya da, adı gibi biliyordu sonunu ama bir şey yapmıyordu. Öyle bir kadın çünkü Günseli ; düşünür ama...
Kızmıyorum ne Selim'e ne de Günseli'ye.Selim'in yerinde ben olsam ben de aynısını yapardım ; Nitekim Oğuz Atay'ın da böyle düşündüğünü kalbimden biliyorum,hissediyorum.Günseli de böyle diyor mudur acaba ? Selim gitti ama böyle daha mutludur diyor mudur ; yoksa bencilce ''Keşke gitmeseydin'' mi diyordur. Bilinmez ; o da bilmiyordur...

    Geçenlerde bir analiz ile karşılaştım,Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı üzerine.Oldukça ince ve hoş tespitler barındırıyordu.Ama ben başlığında takılı kaldım ; '' Tutunamayanlar'da Tutunan Bir Ses : Günseli Ediz '' 
Sahiden tutunuyor muydu peki Günseli ?  
   
    Hikayede kendinizi kimin yerine koyduğunuza göre şimdi bana kızabilir ya da çok haklısın diyebilirsiniz,biliyorum.Hatta istemsiz şuan zihinlerinizde '' Sen kendini Günseli yerine koymuşsun belli ki...'' cümlesi dolaşmaya başladı bile.Ama öyle değil.
   Günümüz insanı, farkında olmasa ve asla kabullenmek istemese,görmezden gelse bile  ''Tutunamayanlar''daki hayatın aynısı yaşıyor.Herkesin hayatında bir Selim,Bir Turgut ve bir Günseli var ; belki geç kalmıştır birinden biri ama elbet girecektir hayatınıza... Siz kendi hayatınızda, farklı isimlerle aynı karakterlere hayat veren bu insanları çoktan fark etmiş olabilirsiniz ; ya da hiç fark edemeden bu sahnedeki rolünüzün sonuna da gelebilirsiniz. ''Ben gayet de Tutunuyorum '' diyerek yazının bu noktasına kadar gelebilmiş olan güzel insanlar varsa aramızda onlara da selam olsun lakin buraya kadardı,haydi itiraf edelim ; çok keyifli hayatlarda,kahkaha atan fotoğraflar ile duvarları süslemek tutunmak demek değil ; siz de bunu biliyorsunuz. İşte, modern insanın Tutunduğuna dair önce kendini inandırma çabası ve Selim'in sonsuz ''korku'' duyarak baktığı ve ''kaçtığı'' gerçek de bu... İki temel soru var aklımdan hiç çıkmayan, ansızın iç sesimde beliren ''Gerçekten Tutunamıyor muyuz ? '' peki ya  '' Günseli ? '' 
     
     Ah Günseli, efsun senin hayatında gizli asıl...
Öncelikle soruyu cevaplayalım ; Günseli'nin ''Tutunan Bir Ses'' olduğunu hiç düşünmüyorum ; öyle ki kitaptaki herkesin ortak özelliği tutunamamak. Günseli denedi ; Selim'le olduğu her saniye daha güçlü tutundu, ama Selim'in vedasız ve son gidişiyle sonu olmayacak bir düşüşte buldu kendini.Aslında Günseli alışkındı Selim'in gitmelerine,gelmelerine ama en uzun gidişinde bile gitmediğini biliyor,çok yakında hissediyordu onu.Bunu nasıl yaptığına hep hayran oluyorum doğrusu,sihirli kadın Günseli; onun her cümlesini aklında tutuyor,sorularına cevaplar arıyordu.Belki de ondandı, Selim'i koşulsuz ve sonsuz şekilde ne derse dinlemesi, en saçma sorularına bile usulca cevaplar araması... Bu yolla, Selim yanında olmadığında bile onun merak edebileceiği şeyleri kendi kendine sorup,Selim için cevaplayabiliyordu. Günseli içine bir Selim gizlemişti,hayata bir kendi kalbiyle bakıyor bir de onunkiyle bakıyordu... Selim için tutunmak ''intihardı'' ; intihar bir kurtuluşken , Günseli için en büyük ceza olmuştu.Evet, ceza diyorum çünkü Günseli harika bir hayat sürse , Selim'in deyimiyle ''Burjuva'' da olsa , ömrü boyunca kocaman bir eksiklik hissedecek ve o karanlık tarafın nasıl doldurulabileceğinin cevabını hiçbir zaman bulamayacaktı,bu temelli gidişin ardından.Oğuz Atay'ı karşımda görme şansım olsaydı ona bunu sorardım işte ; '' Ne oldu Günseli'nin akıbeti ? '' Ve o da, yavaşça kafasını kaldırıp, tam gözlerimin içine bakarak bir süre durduktan sonra : '' Sen söyle, ne olmuştur Günseli'ye ? '' derdi... Kalbim bana , Günseli fiziksel olarak tutunmuş bir hayat sürmeye devam etmiş olsa da artık yalnızlığı en az Selim kadar sevmeye başlamıştır, diyor. Çünkü, yalnız olduğu zamanlarda Selim'i daha yakın hissediyordur kendine,onunla konuşuyor sonra susuyor ve dinliyordur.Nice sonsuz Selim soruları yaratıyor ve onları cevaplıyordur ; hatta kendisi Selim'e sorular soruyor ve Selim'de Günseli'nin sorularını cevaplıyordur,yalnızca onun duyabileceği bir ses ile...Ve hiç bir zaman ''Keşke'' dediğini sanmıyorum Günseli'nin. Elbette, hala istiyordur ve isteyecektir Selim'i yanında ama bunun için yakınacak bir kadın değil.Bundandır belki ''Tutunan Bir Ses : Günseli Ediz '' olarak adlandırılması... Ama , gerçekten tutunabilmiş olsaydı bir gün ansızın Turgut'a giderek, içinde sakladıkça daha değerli hissettiği Selim'i saatlerce anlatmaya gerek duymazdı.

    Diğer bir sorumuz ise '' Gerçekten Tutunamıyor Muyuz ? '
Şimdi, tıpkı Oğuz Atay gibi yavaşça kafamı kaldırıp,klavyede dolaşan ellerimi masanın üstünde birleştirip, gözlerinize bakarak sormak istiyorum '' Sizce tutunuyor muyuz ? '' Uzun bir sessizlik ve yüzümde oluşan küçük tebessümle gözünüzdeki soru işaretlerini ve hafifçe kaşlarınızı kaldırmanızı gördükçe anlıyorum ki ; biz de bilmiyoruz cevabını. Ama şundan eminim ki tutunsaydık bilirdik. Tutunacak bir dalımız kalmış olsaydı eğer , Oğuz Atay'ın da dediği gibi, kesinlikle bunun kıymetini biliyor ve farkında olurduk.Her masalın sonu Selim'inki gibi intiharla bitmiyor elbette ; tutunamayanlar hep ölümü beklemiyor.Selim, Günseli'ye rağmen gitmeyi seçti... Turgut, Selim'i kaybetmesiyle tutunduğu dalı kaybetti ama bu kez de gidişine tutunmaya çalıştı.Günseli...Günseli bildiğiniz gibi ; içindeki Selim'e sonsuz kez tutunamayacak... 
   Belki de hayata tutunmak, Tutunamayanlarla başlıyordur.
               Hayatımızdaki Selimlere,Turgutlara, Günselilere ve hatta Olriclere... 

    

Yorumlar

  1. Teşekkürker günseli, hem okuduğun hem cevap verdiğin için . Biletimiz yandı galiba artık, lakin gösteri daha bitmedi keza bir gösteri böyle bitemez öyle değil mi sencede olriç ? daha sesli birşeyler lazım efendim. en azından sessizliği bastıracak kadar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mum Işığı

Bir Prinkipo Masalı

Bir Bardak Adaçayı