Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mavinin En Derin Tonu

Resim
     Dalgalar hemen ayaklarımın altındaki kayalıklarla savaşıyor, rüzgar tenime her değdiğinde dalgalardan bir parçayı daha nefesime katıyordu.Bir adım vardı aramızda yalnızca ; o kendimi bildim bileli aşık olduğum kayalıklara ulaşmaya.Sadece tek bir adım atarsam biliyordum kucaklaşmamızın efsanelere konu olacağını . Kollarımı iki yana doğru açtım, gökyüzüne doğru çevirdim göğsümü. O'nu son kez selamlamak istedim.     Neden hep gökyüzüne bakarız ? Bulutlara dokununca daha mı yakın hissederiz kendimizi Ona. ''Bilmiyorum'' diye fısıldarken yüzümü ısıtan güneşe,nefesim en az benim kadar heyecanlı olan dalgaların hızına yaklaşıyordu. Sadece bir adımın üzerine kurulmuş bir masalın içindeydim.Biliyordum, bir adım sonra ölümsüz olacağımızı.Yüzümde beliren gülümseme deniz ile bedenim arasındaki sessiz anlaşmanın işaretiydi.    Aramızda kalan son bir adımı attım. Yeryüzüne yaklaştıkça büyük bir yapbozun tüm paçaları ayrı ayrı buluşuyor ve suya değdiğinde tamamlanaca

Görünmeyen Fotoğrafın Çocukları / " Pazar Kemarası 1 "

Resim
         Mor Bulutlu Ev çatısı altında süregelen keyifli buluşmalarımızda    Bu tarih itibariyle artık her Pazar Sabahı yayınlanacak olan yazı,bir fotoğrafın üzerine söyleşi misali olsun,    Pazar sohbetimiz bol olsun istedim,bugünden de başlayalım dedim..          Hep "yazılan yazıya eklenen Fotoğraflara" karşın, "Fotoğrafı çekip yazısını eklesek" güzel olmaz mı diye beni düşündüren bu kareyi sizle paylaşacağım öncelikle ;     " Ayvalık'ta sahil kenarı,       Bir Ağustos akşamı,           Saat akşam Yedi suları.. "          Güneşin batacağı saat değil esasında, hatta sorsanız "Ne münasebet!"      Ama tutturmuş bulutlar bir "Yaz Yağmuru" şarkısı,didişip dururlar denizin üstünde.. Nihayetinde uzlaşmışlar,Güneş ile Bulutlar.       Zıtlıklar .   E biz insanlar da severiz ya zıtlıkları efendim,zıtsa çekicidir ,zıtsa güzeldir herşey , bu da o hesabın sonucu bir çok insanın  o anki " ortak nokt

'' Tutunuyor Muyuz ? ''

    '' Çünkü, artık olduğum gibi kalmaya dayanamıyorum...'' dedi, Selim. Bilemezdi Günseli,hikayenin sonunda ne olacağını.Ya da, adı gibi biliyordu sonunu ama bir şey yapmıyordu. Öyle bir kadın çünkü Günseli ; düşünür ama... Kızmıyorum ne Selim'e ne de Günseli'ye.Selim'in yerinde ben olsam ben de aynısını yapardım ; Nitekim Oğuz Atay'ın da böyle düşündüğünü kalbimden biliyorum,hissediyorum.Günseli de böyle diyor mudur acaba ? Selim gitti ama böyle daha mutludur diyor mudur ; yoksa bencilce ''Keşke gitmeseydin'' mi diyordur. Bilinmez ; o da bilmiyordur...     Geçenlerde bir analiz ile karşılaştım,Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar 'ı üzerine.Oldukça ince ve hoş tespitler barındırıyordu.Ama ben başlığında takılı kaldım ; '' Tutunamayanlar'da Tutunan Bir Ses : Günseli Ediz ''  Sahiden tutunuyor muydu peki Günseli ?            Hikayede kendinizi kimin yerine koyduğunuza göre şimdi bana kızabilir ya da çok haklısı